Bastimarseda

6/12/2010

PrenSES HASTA


Bu satıları yazarken ateşim var ve boğazlarım feci durumda. Cihangir, Taksim gezerken 70’lerin partisinde şu bidi bab dans edip eğlenirken… Üstünüze afiyet şifayı kapmışım.

Her hasta olduğum zaman virüsler bedenimi hapsederken psikolojimi de hasta ettiği için gereksiz üzüntü, hassasiyet, duygusallığın öncülüğünde ilgiye muhtaç bebek oluveriyorum. Neden mi vallahi benim bir suçum yok tüm suçlu Doktor amcam ve ailem. İşte buyurun!

İLK MÜDAHALE BABANEM
Küçükken ateşim çıktığında hasta olduğumda Babaannem gelirdi yanıma elinde bir poşet olipsin’den çubuk krakerine. Malum iştah sıfır olunca yiyebileceklerinde sınırlı oluyor. Allaha şükür ki Babaannem bunu biliyor. Anneme kalsa çorba çorba bööö yani.
Zar zor hasta olan bünyem bir kere hasta oldu mu 40 dereceyi görürdü ateş… Kafamda soğuk su bezleriyle masaj yapılırdı. Bezler, soğuk suya önce alnına sonra eklem yerlerine. Birde bunun kolayı vardı benim şu yaşıma kadar hala tırstığım soğuk duş :S evet buz gibi soğuk sudan var mı içen varrr diye bağırırken var mı soğuk duş isteyen yokkk diye haykırıyorum.
Kısa bir süre sonra evin büyüğü tarafından sorular yönlendirilir ilk teşhis çok önemlidir!
Boğazın ağrıyor mu? Nerelerin ağrıyor? Burnun akıyor mu? …
İlk teşhis sorularına verilen sessiz kafa yanıtlarının ardından evet çoğunlukta çıktıysa a şıkkı doktor yolu kaçınılmazdır.

DOKTOR AMCAM
Karşı apartmanımızda oturan bebekliğimden beri doktorum olan doktor amcam vardı.

-Hoş geldiniz
Hoş geldiniz mi hayır pek hoş değil bariz hasta geldik yani tamam çocuk hastada onun hasta olması hepimizi hasta ettiği için çoğul kullandım. Neyse doktor bey biz hemen muayene’ye geçelim.
Yani ben olsam annemin yerinde böyle derdim.

Doktor amca derdim ben ona neden elin adamıyla bir akrabalık kurma gereği duyduysam . Çocuk aklı işte ama çok ilgilenirdi benimle o lanet olasıca tahta çubuğu boğazıma sokmadan önce türlü cana yakınlıklar yapardı . Stetoskop unu bana verirdi… Şarkılar söylerdi… Kocaman gözlüklerini takar bende reçete yazardım onunla birlikte…

İlaçlar ayıcıklı poşetlere konulur evin yolu tutulurdu. Elimde ve ceplerimde ki şeker, çikolatalarla birlikte…

PRENSES HASTA
Evin her yeri sana aittir Yatak odası, salon, hatta abinin odası bile. Yeter ki nerde uzanmak istediğini söyle. Benim saltanatım hep salonda sürerdi. En büyük koltukta iki kuş tüyü yastık ohhh elimde kumanda çizgi film peşinde zaplamalar…
Yan sehpamda küçük Şok market ortamı. Allah ne verdiyse çubuk kraker, bisküvi, şeker,meyve suları, olips naneli limonlu, meyveli yoğurtlar… Salonun masasında ilaçlarım, derece, kolonya, mendil.

Prenses hasta yatıyor eve gelen herkes esir aman uyanmasın aman canı acır aman ateşi varmış aman aç kalmasın. Bende bu durumdan faydalanmıyor değildim hani sonrası malum ateşler içersinde silahlı rüyalarım olurdu. Hiç abartmıyorum silah kavga gürültü hastayken hep böyle rüyalar görürdüm sonra kalkar ağlardım gecenin bir yarısı sonra hoppp ev halkı yanıma. Çok korkardım ama ne yapıyım :(


SONUÇ:

Diyeceğim şu ki her hasta olduğumda ilgi isteyen 7 yaşında ki çocuktan farkım yok bu durumda en büyük suçlu doktor amcam ve ailemdir. Vakit varken hastayı çocukken eğitiniz yoksa olacaklardan siz sorumlusunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder